The noise disturbed my sleep.
- Gürültü, benim uykumu rahatsız etti.
Sorry to have disturbed you.
- Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Tom didn't want to bother Mary while she was studying.
- Tom Mary'yi çalışırken rahatsız etmek istemedi.
You should be careful not to bother him.
- Onu rahatsız etmemek için dikkatli olmalısın.
The child bothered him with questions.
- Çocuk sorularla onu rahatsız etti.
I'm sorry that I bothered you.
- Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Tom didn't want to disturb Mary so late at night, but it was an emergency.
- Tom Mary'yi gece geç saatte rahatsız etmek istemedi, ama acil bir durumdu.
They are talking loudly when they know they are disturbing others.
- Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
They are talking loudly when they know they are disturbing others.
- Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
I hope I'm not disturbing you.
- Sizi rahatsız etmediğimi umuyorum.
He pestered her with questions.
- O sorularla onu rahatsız etti.
Stop pestering me, I'm busy.
- Beni sürekli rahatsız etme, ben meşgulüm.