Tom let out a big sigh of relief.
- Tom büyük bir rahatlama nefesi verdi.
That would be a relief.
- Bu bir rahatlama olur.
Summer vacation always equals idleness and relaxation.
- Yaz tatili her zaman tembellik ve rahatlamaya eşittir.
Sami showed Layla some relaxation exercises.
- Sami, Leyla'ya bazı rahatlama egzersizleri gösterdi.
Before going home, I have a few drinks to relax.
- Eve gitmeden önce, rahatlamak için birkaç içki içerim.
To relax, breathe slowly.
- Rahatlamak için, yavaş yavaş nefes alın.