Üzgünüm fakat sanırım sen hatalısın.
- I'm sorry, but I think you're mistaken.
Hepiniz hatalısınız gibi görünüyor.
- It appears that you are all mistaken.
Tom yanılmış olduğu ihtimalini kabul edemedi.
- Tom couldn't rule out the possibility that he was mistaken.
Tom yanılmış olabilirdi.
- Tom could've been mistaken.
Senin politikan yanlış.
- Your policy is mistaken.
Tom sık sık yanlışlıkla bir öğrenciye benzetilir.
- Tom is often mistaken for a student.