she will get well over time - zaman içerisinde iyileşecek.
İlk başta birbirimizi hiç tanımıyorduk. Zamanla birbirimizi tanıdık.
- At first, we weren't familiar at all. Over time we got to know each other.
Normal su kullanmak zamanla buhar deliklerini tıkayacak mineral birikmesine sebep olacağı için buharlı ütülerde her zaman damıtılmış su kullan.
- Always use distilled water in steam irons because using ordinary water will cause a mineral build-up over time that will clog the steam holes.
O, bu hafta on saat fazla mesai yaptı.
- He put in ten hours of overtime this week.
Dün fazla mesai yapmak zorunda kaldım.
- Yesterday I had to work overtime.
Korkarım ki fazla çalışmak zorundasın.
- I'm afraid you have to work overtime.
Gelecek hafta her gün fazla çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to work overtime every day next week.
Dün fazla mesai yapmak zorunda kaldım.
- I had to work overtime yesterday.
O, bu hafta on saat fazla mesai yaptı.
- He put in ten hours of overtime this week.
Workers are usually paid extra for working overtime.
... our stockpile in a credible way over time to ensure that we have a deterrent. So I don't ...
... And over time, this has gotten richer as an ecosystem. ...