Bush didn't send troops to annihilate other countries.
- Bush diğer ülkeleri ortadan kaldırmak için askeri birlikleri göndermedi.
Tom wanted to visit Central America.
- Tom Orta Amerika'yı ziyaret etmek istedi.
Kazakhstan is one of the developed countries in Central Asia.
- Kazakistan, Orta Asya'daki gelişmiş ülkelerden biridir.
I like my steak medium.
- Bifteğimi orta büyüklükte severim.
I believe the medium size will fit you better.
- İnanıyorum ki orta beden sana daha iyi uyacak.
Tom doesn't have a mean bone in his body.
- Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.
This does not mean that they have nothing in common with other peoples.
- Bu, onların diğer insanlarla ortak bir şeyi olmadığı anlamına gelmez.
Forced disappearance is a crime against humanity.
- Zorla ortadan kaybolmak insanlığa karşı bir suçtur.
I wanted to disappear.
- Ortadan kaybolmak istedim.
That place is in the middle of nowhere.
- O yer hiçbir yerin ortasında değildir.
This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages.
- Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır.
Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
- 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
That place is in the middle of nowhere.
- O yer hiçbir yerin ortasında değildir.
If God really existed, it would be necessary to abolish him.
- Eğer tanrı gerkçekten var olsaydı, onu ortadan kaldırmak gerekli olabilirdi.
Just to remove any doubt, I no longer live with my parents.
- Sadece herhangi bir şüpheyi ortadan kaldırmak için, artık ailemle birlikte yaşıyorum.
We must make every effort to do away with all discrimination.
- Tüm ayrımcılığı ortadan kaldırmak için her türlü çabayı sarf etmeliyiz.
Moderate exercise will refresh both mind and body.
- Orta dereceli egzersiz hem aklımızı hem bedenimizi tazeler.
Moderate exercise will do you good.
- Orta derecede egzersiz sana iyi gelecektir.
We sat in the center of the room.
- Odanın ortasına oturduk.
You hit the center of the target.
- Hedefin ortasından vurdun.
The dark night of the soul is death in the midst of life.
- Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.
Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert.
- Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi.
I like my steak medium.
- Bifteğimi orta büyüklükte severim.
I like my steak cooked medium rare.
- Bifteğimi orta pişmiş severim.
These tire tracks were made by a mid-size vehicle.
- Bu lastik izleri orta boy bir araç tarafından yapıldı.
She married again in her mid-forties.
- Kırklı yaşların ortalarında tekrar evlendi.
I thought that my girlfriend was normal, but she turned out to be a succubus!
- Kız arkadaşımın normal olduğunu düşündüm ama onun bir şeytan olduğu ortaya çıktı.
He's just a normal junior high school student, not particularly intelligent.
- O sadece normal bir ortaokul öğrencisidir, özellikle akıllı değildir.
What is the average height of the players?
- Oyuncuların boy ortalaması nedir?
She reads on average three or four books a week.
- O, haftada ortalama üç ya da dört kitap okur.
She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate.
- İspanyolca üç kelimeyi bir araya getiremiyor, ve orta düzey olduğunu iddia ediyor.
Intermediate and advanced language courses are given in the language being learned.
- Orta ve ileri dil kursları öğretilen dilde verilir.
What makes you think the Middle East is more important than Mesoamerica, for instance?
- Örneğin Orta Doğu'nun Orta Amerika'dan daha önemli olduğunu sana düşündürten şey ne?
The earliest civilizations arose in Mesopotamia.
- En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.
He attended only secondary school.
- O sadece ortaokula devam etti.
Only two years after receiving their secondary school diploma, young people today know merely ten percent of what they learned on school. That's crazy! We must strive for 100 percent.
- Ortaokul diplomalarını aldıktan sadece iki yıl sonra, bugün genç insanlar okulda öğrendiklerinin sadece yüzde onunu biliyorlar. Bu çılgınca! Yüzde yüz için çaba göstermeliyiz.