ordinary pay

listen to the pronunciation of ordinary pay
Английский Язык - Турецкий язык

Определение ordinary pay в Английский Язык Турецкий язык словарь

pay
{i} ücret

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

Fakir Japon göçmenler düşük ücretle çalışmaya istekliydiler. - Poor Japanese immigrants were willing to work for low pay.

pay
{i} ödenek
pay
{f} (paid)
pay
{f} öde

Kredi kartıyla ödeyebilir miyim? - Can I pay with a credit card?

Onun için ne kadar ödedin? - How much did you pay for him?

pay
karşılığını vermek
pay
maaş

Tom ona ödediğimiz maaşı hak ediyor. - Tom deserves the salary we pay him.

Maaş altı kişilik bir aile için yeterli değildir. - The pay is not adequate for a family of six.

pay
vergin
pay
yarar sağlamak
pay
ödemek

Ben bir kredi kartı ile ödemek istiyorum. - I would like to pay with a credit card.

Vergi ödemek her işçinin yükümlülüğüdür. - It is the obligation of every worker to pay taxes.

pay
kâr getirmek
pay
(Askeri) ÖDEME: Bir borcun tasfiyesi
pay
{f} para vermek

Bir otel odasına dünya kadar para vermek istemiyorum. - I don't want to pay through the nose for a hotel room.

pay
{i} bedel

Birisi bedeli ödemek zorunda. - Someone has to pay the price.

Özgürlük için bedel ödenmeli. - One must pay for freedom.

pay
kar getirmek
pay
pay dirt işletme zahmetine değer mi
pay
{i} ödeme

Ödeme yapmadan restorandan ayrıldı. - He left the restaurant without paying.

O kadar fazla ödemeye param yetmez. - I cannot afford to pay so much.

pay
(fiil) ödemek, karşılığını vermek, para vermek, değmek, etmek
Английский Язык - Английский Язык
pay
ordinary pay

    Расстановка переносов

    or·di·na·ry pay

    Турецкое произношение

    ôrdıneri pey

    Произношение

    /ˈôrdəˌnerē ˈpā/ /ˈɔːrdəˌnɛriː ˈpeɪ/
Избранное