Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım.
- I'm sorry, but I am opposed to this project.
Onun söylediğine karşıyım.
- I'm opposed to what he said.
Eğer Allah bizimleyse, sonra kim bize karşı çıkabilir?
- If God is with us, then who can be against us?
Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.
- Kim Kardashian started a campaign against Turkey, so I never like her.
O, yasalara aykırıdır.
- This is against the law.
O, yasalara aykırıdır.
- That's against the law.
Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
- The yen is expected to lose value against the dollar.
Yen dolar karşısında yüzde 10 değer kazandı.
- The yen appreciated 10 percent against the dollar.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
- We opposed his plan to build a new road.
Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- He's opposed to racial discrimination.
Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.
- Red, as opposed to green, is a sign of danger.
Onun söylediğine karşıyım.
- I'm opposed to what he said.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
- We opposed his plan to build a new road.
... Not very much, except it's mobile apps as opposed to ...
... But how do we know that's the bigger issue as opposed to it's ...