I don't approve of his decision.
 - Onun kararını onaylamıyorum.
They don't seem to approve of the plan.
 - Planı onaylayacak gibi görünmüyorlar.
Both houses of Congress approved Jefferson's proposal.
 - Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.
Spain approved the treaty.
 - İspanya antlaşmayı onayladı.
You will receive a confirmation email after your account has been activated by an administrator.
 - Hesabınız aktif edildikten sonra bir yöneticiden onaylama e-postası alacaksınız.
I'd like to confirm my reservation for the 30th.
 - 30'u için rezervasyonumu onaylamak istiyorum.
Please endorse this check.
 - Lütfen bu çeki onayla.
More than one hundred nations have approved the treaty.
 - Yüzden fazla ulus antlaşmayı onayladı.
My mother finally approved of our plan.
 - Annem sonunda planımızı onayladı.
Validating an angry client's feelings is an effective way of defusing the situation.
 - Kızgın bir müşterinin duygularını onaylama durumun yatıştırılmasında etkili bir yoldur.
The spokesman confirmed that the report was true.
 - Sözcü raporun doğru olduğunu onayladı.
Tom's doubts have been confirmed.
 - Tom'un şüpheleri onaylandı.
Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is.
 - Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.
Tom corroborated Mary's story.
 - Tom Mary'nin hikayesini onayladı.