This is John and that is his brother.
- Bu John'dur ve o da onun biraderidir.
His favorite baseball team is the Giants, but he also likes the Lions.
- Onun favori beyzbol takımı Devler'dir, fakat o Aslanlar'ı da seviyor.
She promised to meet her at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
I don't know anything about her family.
- Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
You will have guessed its meaning by the end of the chapter.
- Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.
By 2030 twenty-one percent of its population will be over sixty-five.
- 2030'a kadar onun nüfusunun yüzde yirmi biri altmış beş yaşından büyük olacak.
We compared his work with hers.
- Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
She was advised by him not to go there by herself.
- Onun tarafından oraya tek başına gitmemesi tavsiye edildi.