Tom değerli eşyalarını bir kasaya koydu.
- Tom put his valuables in a safe.
Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.
- I want to recover my valuables.
Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
- Please don't leave valuable things here.
Bir sanatçı gözüyle,bu değerlidir, duyarım.
- To the eye of an artist, this is valuable, I hear.
Antik halılar özellikle kıymetlidir.
- Antique carpets are especially valuable.
Şüphesiz bilgisayar, kıymetli bir alettir.
- The computer is undoubtedly a valuable tool.