Arada sırada birlikte alışverişe gittiler.
- Every now and then they went shopping together.
Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Ara sıra onunla okulda karşılaşırım.
- I meet her at school now and then.
O hâlâ ara sıra beni görmeye gelir.
- He still comes to see me now and then.
Arada bir üzgün hissederim.
- I feel sad every now and then.
Tom arada bir buraya gelir.
- Tom comes here every now and then.
Ara sıra kütüphanede ders çalışır mısın?
- Do you sometimes study in the library?
Ara sıra hâlâ benim için ağladığını biliyorum.
- I know that you still cry for me sometimes.
Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
- I sometimes wonder if I am a girl.
O bazen işe arabayla gider.
- Sometimes she drives to work.
Arasıra bana yaz ve nasıl olduğundan beni haberdar et.
- Write to me sometimes and let me know how you are doing.
Ara sıra ondan haber alıyorum.
- I hear from him every now and then.
Tom ara sıra bizi ziyarete gelir.
- Tom comes to visit us every now and then.
Call your mother now and then and let her know you care.
... ELON MUSK: No, every now and then, it's percolating away. ...
... now and then. ...