Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Birbirinizi içten seviyor musunuz?
- Do you love each other deeply?
Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.
- Being deeply thankful, he tried to express his thanks.
O anne ve babasına derinden bağlıdır.
- She is deeply attached to her parents.
Tom, Mary'nin gözlerine derin derin baktı.
- Tom looked deeply into Mary's eyes.
Sadece bizim aramıza, o çok derin derin düşünmez.
- Just between us, he doesn't think very deeply.
Ondan çok etkilendim.
- I was deeply moved by that.
Tom yaptıklarını yaptığına çok pişman oldu.
- Tom deeply regretted doing what he had done.
O, bu kayba son derece üzüldü.
- He deeply regretted this loss.
Kazaya sebep olduğuma son derece pişmanım.
- I deeply regret having caused the accident.
Uzun zamandır burada yaşıyorum.
- I've been living here for a long time.
Uzun zamandır oraya gitmek istemektesin, değil mi?
- You have wanted to go there for a long time, haven't you?
Bunu epeydir yapmak istiyordum.
- I've been wanting to do that for a long time.
Bunu çoktandır yapmak istiyorum.
- I've been wanting to do that for a long time.