Sana küçük bir şey getirdim.
- I've brought you a little something.
Dayım bizim için yeni bir TV seti getirdi.
- My uncle brought a new TV set for us.
Küçük çocuklar taşınmaktan hoşlanırlar.
- Small children like to be carried.
Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.
- In spite of the tyrant’s persecution, the hero valiantly carried on the struggle.
Yüksek gürültüye rağmen konuşmaya devam etti.
- She carried on talking in spite of the loud noise.
Ben üç kitap taşıdım.
- I carried three books.
Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.
- What is learned in the cradle is carried to the tomb.
Ben ilgili kalmaya çalışıyorum.
- I try to stay involved.
Bu işlemle ilgili önemli ölçüde bürokrasi vardır.
- There's a lot of red tape involved in this procedure.