O harcadığından daha fazla para kazanıyor.
 - She earns more than she spends.
Tatoeba: Çünkü bir dil sözcüklerinin toplamından daha fazladır.
 - Tatoeba: Because a language is more than the sum of its words.
Onu çoğu insandan fazla yaptım.
 - I've done that more than most people have.
İnsanlar çoğunlukla bana bilmek istediğimden daha fazlasını söylüyor.
 - People often tell me more than I want to know.
... a little more expensive than just a web cam video. ...