Onların parasal problemleri var.
- They have monetary problems.
Parasal değer Amerikan toplumunda egemen değerdir.
- Monetary value is the dominant value in American society.
IMF Uluslararası Para Fonu (IMF) anlamına gelir.
- IMF stands for International Monetary Fund.
Parasal bağışlara da açığız.
- Monetary donations are also welcome.
O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
- He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
Yeni hükümetin malî sorunları var.
- The new government has financial troubles.
Tom'un parasal sorunlar yaşadığının farkında mıydın?
- Were you aware Tom was having financial problems?
Parasal sorunlar yaşıyor musunuz?
- Are you having financial problems?
Tom, Mary ve John'un finansal durumlarını tartışmalarını dinlememeye çalıştı.
- Tom tried not to listen to Mary and John discussing their financial situation.
Finansal sorunlarımız ciddi.
- Our financial problems are serious.
defined in 31 USC § 5312(a)(3)(C)).