Otobüs durağını kolayca bulacaktır.
- He will find the bus stop easily.
Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
- Wooden houses catch fire easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
O, evini kolaylıkla bulabildi.
- He could find her house easily.
Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
- She managed to get what she desired easily.
Rahatça oturuyor musun?
- Are you sitting comfortably?
Ben ısıya duyarlı olduğum gibi, yaz aylarında klima olmadan rahatça yaşayamam.
- As I'm sensitive to heat, I can't live comfortably without air-conditioning in summer.
She finished the job with ease.
- Sie hat den Job mit Leichtigkeit erledigt.
Constance can learn three languages at the same time with ease!
- Constance kann mit Leichtigkeit drei Sprachen zugleich lernen.