method, way, medium; resources, funds

listen to the pronunciation of method, way, medium; resources, funds
Английский Язык - Турецкий язык

Определение method, way, medium; resources, funds в Английский Язык Турецкий язык словарь

means
vasıta

O, resimler vasıtasıyla fikrini açıkladı. - She explained her idea by means of pictures.

Bazı kaçış vasıtaları bulmalıyız. - We must devise some means of escape.

means
{i} vesile
means
ulaşım araçları
means
(Dilbilim) aracı

Ancak, sadece insan topluluğunun bir iletişim aracı olarak sözlü dili vardır. - However, only the human community has verbal languages as a means of communication.

Dil bir iletişim aracıdır. - Language is a means of communication.

means
kolaylık
means
(Matematik) içler
means
(Ticaret) araçlar

Mümkün olan tüm araçlar denendi. - All possible means have been tried.

Onların hepsinin bağımsız araçları vardır. - All of them have independent means.

means
para

O, kazandığından çok para harcıyor. - He lives beyond his means.

Tom kazandığından çok para harcıyor. - Tom lives beyond his means.

means
yöntem
means
gelir

Amnezi, hafıza kaybı anlamına gelir. - Amnesia means loss of memory.

Bu işaret yürüme anlamına gelir. - This signal means don't walk.

means
yol

O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu. - He contrived a means of speaking to Nancy privately.

Onu ikna etmek için her yolu kullanmalıyız. - We have to use every means to persuade him.

means
{i} servet, varlık
means
ne pahasına olursa olsun

Ne pahasına olursa olsun, onu istediğini söyledin! - You said you wanted it by any means!

means
taşıtlar
means
(Mukavele) vasıta, araç, vesile
means
{i} servet
means
şüphesiz

Şüphesiz onu ben yapacağım. - I'll do it by all means.

İngiliz dili şüphesiz en kolay ve aynı zamanda uluslararası iletişimin en etkili aracıdır. - The English language is undoubtedly the easiest and at the same time the most efficient means of international communication.

means
means to an end araç
Английский Язык - Английский Язык
{i} means