Her story excited curiosity in the children.
 - Onun hikayesi çocuklarda merak uyandırdı.
He has always had a great curiosity about the world.
 - Onun her zaman, dünya hakkında büyük bir merakı oldu.
Don't worry. This won't happen again.
 - Merak etme. Bu bir daha olmayacak.
Don't worry. You can confide in me.
 - Merak etme. Bana güvenebilirsin.
My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there.
 - Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
Ania is interested in computers.
 - Ania bilgisayarlara meraklıdır.
Your friends are really concerned about your health.
 - Arkadaşların senin sağlığını gerçekten merak ediyorlar.
He will be wondering what we are doing.
 - Ne yaptığımızı merak ediyor olacak.
I sometimes wonder if I am a girl.
 - Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
He has a great fancy for travelling.
 - Onun seyahat için büyük bir merakı var.
My sister is fond of music.
 - Kız kardeşim müziğe meraklıdır.
I am fond of the cinema.
 - Ben sinema meraklısıyım.
I have no special talents. I am only passionately curious.
 - Ben özel yetenekleri yok. Ben sadece tutkuyla meraklıyım.
She wondered how his lips would taste.
 - O, dudaklarının nasıl tat alacağını merak ediyordu.
I wonder what it tastes like.
 - Tadının nasıl olduğunu merak ediyorum.
Fadil became interested in Islam.
 - Fadıl, İslam'a merak sardı.
I am curious about Japanese culture.
 - Japon kültürünü merak ediyorum.
Tom is a model railroad hobbyist.
 - Tom model demiryolu meraklısı.
Tom calls himself a hobbyist.
 - Tom kendine meraklı diyor.
Don't worry. I'll take care of that.
 - Merak etmeyin. Onunla ilgileneceğim.
I wonder if you have ever really cared for me.
 - Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.