Hikaye hayret verici olaylarla doluydu.
- The story was full of marvelous happenings.
Öğretmen benim yanıtıma hayret etti.
- The teacher marvelled at my response.
Paris'teki Picasso Müzesinde harika tablolar ve resimler var.
- In the Picasso Museum in Paris, there are marvelous paintings and drawings!
Onun harika bir mizah anlayaşı vardır.
- She has a marvelous sense of humor.
Onun ne olduğunu bilmiyordum ama harikaydı!
- I don't know what it was, but it was marvellous!
Seninle tanışmak harikaydı.
- It was marvellous to meet you.
... is a small marvel ...