Kullanılmış bir araba almam çok zor.
 - I cannot afford buying a used car.
Çocuk hırsızlarının ona yapmasını söyledikleri gibi Tom işaretlenmemiş, kullanılmış paralar halinde bir milyon dolar topladı.
 - Tom put together one million dollars in unmarked, used bills as the kidnappers had told him to do.
Spor salonu, tören için kullanıldı.
 - The gym is used for the ceremony.
Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.
 - Uranium is used in the production of nuclear power.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
 - Is eating fish as healthy now as it used to be?
Eskiden bir gece kuşuydum fakat şimdi bir erken kalkanım.
 - I used to be a night owl, but now I'm an early riser.
O uzun mesafe yürümeye alışkın.
 - He is used to walking long distances.
Yalnız yaşamaya alışkın.
 - She is used to living alone.
Çin lahanası, Çin mutfağında kullanılan bir sebzedir.
 - Bok choy is a vegetable used in Chinese cooking.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
 - It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
Futbol Japonya'da eskisinden daha popüler.
 - Soccer is more popular in Japan than it used to be.
Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
 - France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
 - Is eating fish as healthy now as it used to be?
Tom eskiden olduğu kadar sıska değil.
 - Tom isn't as skinny as he used to be.
Tom eskiden basketbol antrenörü idi.
 - Tom used to be a basketball coach.
Tom bir özel eğitim öğretmeni idi.
 - Tom used to be a special education teacher.
Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.
 - Tom isn't used to walking barefooted.
Bu ısıya alışık değilim.
 - I'm not used to this heat.