Music is a universal language.
- Müzik evrensel bir dildir.
I like to listen to classical music.
- Klasik müzik dinlemeyi severim.
Tom put some money in the jukebox.
- Tom müzik kutusuna biraz para koydu.
As I entered the bar, I heard a sad song playing on the jukebox.
- Ben bara girdiğimde müzik kutusunda hüzünlü bir müzik çaldığını duydum.
I got a new stereo at that store.
- O dükkânda yeni bir müzik seti aldım.
He could not buy the stereo set at such a price.
- Böyle bir fiyata müzik seti satın alamazsın.
What's playing at the Music Box Theater?
- Müzik Kutusu Tiyatrosunda ne oynuyor?
My aunt asked me to buy her a music box from Italy.
- Halam benim ona İtalya'dan bir müzik kutusu almamı istedi.
Generally I don't like country music.
- Genellikle country müzikten hoşlanmam.
Mary likes country music.
- Mary, country müzikten hoşlanır.
She listens to religious music.
- O, dini müzik dinler.
Tom was a jazz guitarist before he started playing country music.
- Tom kantri müzik yapmaya başlamadan önce bir caz gitaristiydi.
Tom and Mary are sitting at a table over near the jukebox.
- Tom ve Mary Paralı müzik kutusunun yanında bir masada oturuyorlar.
My most favorite style of music is pop music.
- En çok sevdiğim müzik türü pop müziktir.
I'd like to listen to pop music.
- Pop müzik dinlemek istiyorum.
Young people like popular music.
- Genç insanlar popüler müzikten hoşlanır.
Roger Miller's Dang Me was a hit with country music fans and with popular music fans too. It sold millions of copies.
- Roger Miller'ın Dang Me'si Amerikan folk müziği fanatikleri arasında ve popüler müzik fanatikleri arasında da bir liste başıydı. O miyonlarca adet sattı.