O, şişeyi başaşağı çevirdi ve salladı fakat bal hâlâ akmıyordu.
- He turned the bottle upside down and shook it, but still the honey wouldn't come out.
Tom ve Mary, balayıları için Hawaii'yi seçtiler.
- Tom and Mary chose Hawaii for their honeymoon.
Benim için alışverişe gider misin, tatlım?
- Honey, will you go shopping for me?
Senin için ne yapabilirim, tatlım?
- What can I do for you, honey?
Uykulu musun, sevgilim?
- Are you sleepy, honey?
Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
- Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
Seyirciler yuhalıyor ve ıslıklıyor.
- The audience is booing and hissing.
Herkes Tom'u sahneden inene kadar yuhaladı.
- Everyone booed Tom off the stage.