Her iki elini direksiyona koy.
- Put both hands on the steering wheel.
Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın.
- If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.
Dedemin tekerlekli sandalyesini gördün mü?
- Did you see grandpa's wheelchair?
Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.
- Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.
Leyla, Sami'nin arabasının direksiyon simidinden damlayan kanı fark etti.
- Layla noticed blood dripping from the steering wheel of Sami's car.
Bir arabanın bir direksiyon simidi vardır.
- A car has one steering wheel.
Tek tekerli bisikletin tek tekeri vardır.
- A unicycle has one wheel.
Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.
- Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.
O bir el arabası üzerine tökezledi.
- She stumbled over a wheelbarrow.
Bir arabanın bir direksiyon simidi vardır.
- A car has one steering wheel.
Hideo turned the steering wheel sharply to avoid the bicyclist.
- Hideo riss das Lenkrad abrupt herum, um dem Fahrradfahrer auszuweichen.
He drummed his fingers on the steering wheel.
- Er trommelte mit den Fingern auf dem Lenkrad.