The priest blessed the newly built church.
 - Rahip yeni yapılan kiliseyi kutsadı.
She kissed her little daughter on the forehead, blessed her, and shortly after died.
 - O küçük kızını alnından öptü, onu kutsadı ve kısa bir süre sonra öldü.
I am blessed with good health.
 - Ben iyi sağlık için kutsandım.
She kissed her little daughter on the forehead, blessed her, and shortly after died.
 - O küçük kızını alnından öptü, onu kutsadı ve kısa bir süre sonra öldü.
Our Father in heaven, hallowed be your name.
 - Göklerdeki Babamız, adın kutsal kılınsın.