Tom used old towels to dry the dog.
 - Tom köpeği kurulamak için eski havlu kullandı.
Tom used old towels to dry the dog.
 - Tom köpeği kurulamak için eski havluları kullanırdı.
Tom ate a handful of raisins.
 - Tom bir avuç dolusu kuru üzüm yedi.
Do you want some raisins in your oatmeal?
 - Yulaf ezmende biraz kuru üzüm ister misin?
Their job is to fell the dead trees.
 - Onların işi kurumuş ağaçları kesip devirmek.
The boy tried to saw off the dead branch.
 - Genç, kuru dalı kesmeye çalıştı.
He is playing an important role in our organization.
 - O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
We must beef up our organization.
 - Kuruluşumuzu güçlendirmeliyiz.
The weather's so good I think I'll hang the laundry out to dry.
 - Hava çok iyi, kuruması için çamaşırlarımı dışarıya asmayı düşünüyorum.
That shirt used to look really nice on you, but I think it shrank in the dryer.
 - Eskiden bu gömlek sana çok yakışırdı ama sanırım kurutma makinesinde çekmiş.
Did you bring a hair dryer?
 - Bir saç kurutma makinesi getirdin mi?
I use a blow dryer to dry my hair.
 - Saçımı kurutmak için saç kurutma makinesi kullanırım.
Because of the drought, the grass has withered.
 - Kuraklık nedeniyle çimler kurudu.
Raisins are dried grapes.
 - Kuru üzüm kurutulmuş üzümdür.
Which do you prefer, raisins, prunes or dates?
 - Hangisini tercih edersin, kuru üzüm, kuru erik veya hurma mı?
karışıma kuru maya eklemeyi unutma.
Hot, dry areas will become hotter and drier.
 - Sıcak, kuru alanlar daha sıcak ve daha kuru olacak.
I'd like to know the exact exchange rate for yen.
 - Yen için tam döviz kurunu bilmek istiyorum.
What's today's exchange rate?
 - Bugünkü döviz kuru nedir?
This has been the driest six months in thirty years.
 - Bu, otuz yıl içinde en kuru altı ay oldu.
Tom is drying the dishes.
 - Tom bulaşıkları kuruluyor.
Tom is drying his face with a towel.
 - Tom bir havlu ile yüzünü kuruluyor.
It's the most arid landscape I've ever seen.
 - Bu şimdiye kadar gördüğüm en kuru peyzaj.
Dried fish is not to my taste.
 - Kurutulmuş balık benim damak tadıma uygun değil.
The pond dried up last summer.
 - Gölet geçen yaz kurudu.
Tom put a piece of dry ice into a cup of water.
 - Tom bir bardak suya bir parça kuru buz koydu.
Which do you prefer, raisins, prunes or dates?
 - Hangisini tercih edersin, kuru üzüm, kuru erik veya hurma mı?
I bought a huge bag of dried figs yesterday.
 - Dün büyük bir torba kuru incir satın aldım.
I can't stop eating dried figs.
 - Kuru incir yemeyi bırakamam.