The boy said a wolf would come.
- Çocuk bir kurtun geleceğini söyledi.
I met a wolf in a dream.
- Rüyada bir kurtla karşılaştım.
Stop feeding me wormy fruit.
- Kurtlanmış meyve ile beni beslemekten vazgeç.
The cherries are wormy.
- Kirazların içinde kurt var.
The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.
- Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak.
Clean hands save lives.
- Temiz eller hayat kurtarır.
I heard that a paralyzed man was eaten alive by maggots.
- Ben felçli bir adamın kurtçuklar tarafından canlı canlı yenildiğini duydum.
His wounds were infested with flesh-eating maggots.
- Onun yaraları et yiyen kurtçuklarla istila edildi.
He rescued the dog at the risk of his own life.
- Kendi hayatını riske atarak köpeği kurtardı.
The small dog tried to get away.
- Küçük köpek kurtulmaya çalıştı.
I have been living like a wolf trapped in a snare.
- Kapana kıstırılmış bir kurt gibi yaşıyorum.
Worms are sometimes beneficial to soil.
- Kurtlar bazen toprağa yararlıdır.
Your dog has worms. Give him vitamins.
- Köpeğinizin bağırsak kurtları var. Ona vitamin verin.
Would you still love me if I wasn't a werewolf?
- Ben bir kurt adam olmasam beni hala sever misin?
Mary thought that Tom wasn't at the Halloween party, but in fact he was secretly observing her from behind his werewolf mask.
- Mary Tom'un cadılar bayramı partisinde olmadığını düşündü ama aslında o onu kurt adam maskesinin arkasından gizlice izliyordu.