kullanıldığı

listen to the pronunciation of kullanıldığı
Турецкий язык - Английский Язык
used of
kullan
{f} using

By using Tatoeba one learns languages. - Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.

I've quit using French with you. - Seninle Fransızca kullanmayı bıraktım.

kullan
{f} used

Windows is the most used operating system in the world. - Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

kullan
{f} exploiting

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

kullan
{f} ply
kullan
utilize

Atomic energy can be utilized for peaceful purposes. - Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.

I want you to utilize that object. - O nesneyi kullanmanı istiyorum.

kullan
used to

My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along. - Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.

That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition. - O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.

kullan
make use of

Let's make use of our time wisely. - Zamanımızı akıllıca kullanalım.

The frail old man stubbornly refused to make use of a wheelchair. - Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti.

kullan
{f} use

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

kullan
{f} exploit

The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them. - Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

kullan
wield

Do you know how to wield an épée? - Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?

Sami was wielding a knife. - Sami bir bıçak kullanıyordu.

kullan
get round
kullan
got round
kullan
(Bilgisayar) play

Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play. - Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.

Mary used her fork to play with the food on her plate. - Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.

en son kullanıldığı tarih
(Bilgisayar) date last used