I'm afraid you have dialed a wrong number.
- Korkarım yanlış bir numara çevirdiniz.
She is very afraid of the dark.
- O, karanlıktan çok korkar.
He is afraid that he will die.
I am afraid I can not help you in this matter.
It's nothing, don't be afraid!
- Bu şey yok, korkmayın!
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
- İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
She is on a diet for fear that she will put on weight.
- Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.
Man fears disasters such as floods and fires.
- İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar.
He may dread to learn the results.
- O, sonuçları öğrenmeye korkabilir.
My little brother says that he had a dreadful dream last night.
- Küçük erkek kardeşim dün gece korkunç bir rüya gördüğünü söylüyor.