komikler

listen to the pronunciation of komikler
Курдский Язык - Турецкий язык

Определение komikler в Курдский Язык Турецкий язык словарь

komik
grup
komik
topluluk
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение komikler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

komik
Güldürülerde oynayan oyuncu: "Perde kapanınca komiğin başarısı uzun uzun alkışlandı."- N. Cumalı
komik
Güldürülerde oynayan oyuncu
komik
Gülme duygusu uyandıran, güldürücü, gülünç
komik
Gülme duygusu uyandıran, güldürücü, gülünç: "Komik yapılı bir tiyatro mareşaline benziyor."- A. Gündüz
Немецкий Язык - Турецкий язык

Определение komikler в Немецкий Язык Турецкий язык словарь

Komik
komedi filmi
Komik
[die] komiklik, mizah
Komik
e. 'ko: mik gülünçlük, gırgır
Komik
{'ko: mik} e gülünçlük, gırgır
Польский Язык - Турецкий язык

Определение komikler в Польский Язык Турецкий язык словарь

komik
komedyen
komik
eğlendiren
Турецкий язык - Английский Язык

Определение komikler в Турецкий язык Английский Язык словарь

komik
comic

I gave her a comic book to read. - Ona okumak için komik bir kitap verdim.

Everyone claims that it's harder to play comic roles than others, but that's not true at all. Doing a good job is always difficult, in any area. - Herkes komik roller oynamanın diğerlerinden daha zor olduğunu iddia ediyor fakat bu hiç doğru değil. Herhangi bir alanda, iyi bir iş yapmak her zaman zordur.

komik
funny

Jazz isn't dead, it just smells funny. - Caz ölmedi, sadece komik kokuyor.

My son tried to become a teller of funny stories. - Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.

komik
laughableness
komik
derisive
komik
zinger
komik
hilarious

Tom's jokes are hilarious and get even better after he's had a few beers. - Tom'un esprileri komiktir, birkaç bira içtikten sonra daha da komikleşir.

Tom thought it was hilarious. - Tom bunun komik olduğunu düşündü.

komik
laughing

He looked so funny that I couldn't help laughing. - O o kadar komik görünüyordu ki gülmekten kendimi alamadım.

His story was so funny that everyone could not help laughing. - Onun hikayesi o kadar komikti ki gülmemek elimde değildi.

komik
clownish
komik
waggish
komik
laughable
komik
quizzical
komik
humorous

His behavior at the party was so humorous that I could not help laughing. - Onun partideki davranışı o kadar komikti ki kendimi gülmekten alamadım.

komik
rich
komik
funnily
komik
jocose
komik
droll
komik
ludicrous

This is beyond ludicrous. - Komik ötesi bir durum.

komik
risible
komik
zany
komik
grotesque
komik
{s} ridiculous

Hopefully, being ridiculous doesn't kill you ! - Umarım komik olmak seni öldürmez!

Hopefully, being ridiculous doesn't kill you ! - Komiklikten ölmezsin umarım!

komik
laugh

He was so funny at the party that I simply couldn't restrain my laughter. - O, partide o kadar komikti ki gerçekten gülmeme engel olamadım.

Tom has a funny way of laughing. - Tom'un komik bir gülme şekli var.

komik
funnyman
komik
rum
komik
amusing

Ambiguous phrases in general lead to amusing interpretations. - Çok anlamlı sözcük grupları genelde komik çevirilere neden olur.

Drunkards are often quite amusing. - Ayyaşlar genellikle oldukça komiktirler.

komik
jesting
komik
comical
komik
burlesque
komik
Gilbertian
komik
comical, funny
komik
comedian

That comedian is very funny. - O komedyen çok komik.

He is one of the most hilarious comedians. - O en komik komedyenlerden biridir.

komik
comic, comical; funny; ridiculous; comic, comedian
komik
farcical
komik
comedian, comic
komik
rummy
Немецкий Язык - Английский Язык

Определение komikler в Немецкий Язык Английский Язык словарь

Komik
humor
Komik
humour
Польский Язык - Английский Язык

Определение komikler в Польский Язык Английский Язык словарь

komik
comedian

That comedian is very funny. - Ten komik jest bardzo zabawny.

komik
entertainer