komşuluk

listen to the pronunciation of komşuluk
Турецкий язык - Английский Язык
neigbourhood
contiguity
neighborliness
being a neighbor
neighbourliness [Brit.]
neighbourhood, neighborhood
{i} neighbourliness
neighbourhood
neighborhood
komşu
{i} neighbor

He is one of my neighbors. - O, komşularımdan biri.

He is one of my neighbors. - O, benim komşularımdan biri.

komşu
{i} neighbour

My neighbours have already explained to me who Björk is. - Komşularım bana zaten Björk'ün kim olduğunu açıkladılar.

He's my neighbour, but I don't know him that well. - O benim komşum ama onu iyi tanımıyorum.

komşu
adjacent

My home town is adjacent to the ocean. - Memleketim okyanusa komşu.

France is adjacent to Spain. - Fransa, İspanya ile komşudur.

komşuluk etmek
(for neighbors) to be friendly with each other
komşuluk ilişkileri
neighbourhood [Brit.]
komşuluk ilişkileri
neighborhood
komşu
contiguous
komşu
neighboring

That country broke off diplomatic relations with the neighboring countries. - O ülke, komşu ülkelerle olan diplomatik ilişkileri kesti.

The fire spread and licked the neighboring house. - Yangın yayıldı ve komşu evi yaladı.

komşu
next to
komşu
batch
komşu
conterminous
komşu
coterminous
komşu
neighbouring

Our village is Catholic, but the neighbouring village is Evangelist. - Köyümüz Katoliktir, ancak komşu köy Evangelisttir.

The border between the two neighbouring countries remains closed. - İki komşu ülke arasındaki sınır kapalı kalır.

komşu
flanking
komşu
Jones

The Joneses go to the store. - Komşular mağazaya gidiyor.

komşu
next door

The neighbours have been banging about next door all morning. - Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.

The boy next door fell head first from a tree. - Komşunun çocuğu bir ağaçtan tepe üstü düştü.

komşu
neighbouring [Brit.]
komşu
neighboring, adjacent
komşu
neighbour, neighbor; neighbouring, adjacent; next-door
komşu
vicinal
komşu
the Joneses

The Joneses go to the store. - Komşular mağazaya gidiyor.

komşu
neighbour [Brit.]
komşu
nextdoor
komşu
vicinsl
Турецкий язык - Турецкий язык
Komşularla olan ilişki
Komşu olma durumu
(Osmanlı Dönemi) ARÂ
(Osmanlı Dönemi) CİRET
Komşu
tutaş
Komşu
(Osmanlı Dönemi) MÜCAVİR
komşu
Sınır ortaklığı bulunan, mücavir: "Komşu bahçeler arasında da pek kullanılmayan yan kapılar vardı."- Ç. Altan
komşu
Konutları yakın olan kimselerin birbirine göre aldıkları ad
komşu
Sınır ortaklığı bulunan, mücavir
komşuluk
Избранное