Onun arabası bir trenle çarpıştı.
- His car collided with a train.
17 yaşındayken, futbol oynarken kendimi yaraladım. Birisiyle çarpıştım ve bunun sonucu olarak dişlerimden bazılarını kırdım.
- When I was 17, I injured myself playing football. I collided with someone and as a result of this I broke some of my teeth.
Egoists do not meet, they collide with each other.
- Egoisten treffen nicht aufeinander, sondern kollidieren.