Tom doesn't know who he can trust anymore.
 - Tom artık kime güvenebileceğini bilmiyor.
Tom was unable to decide who he should vote for.
 - Tom kime oy vermesi gerektiğine karar veremedi.
Jim could hear whom she was phoning.
 - Jim onun kime telefon ettiğini duyabiliyordu.
Whom did you vote for in the election?
 - Seçimde kime oy verdin?
To whom will you give the first piece of cake?
 - İlk kek parçasını kime vereceksin?
The investigator wants to know who did what to whom where, when, and why.
 - Müfettiş kimin neyi kime, nerede, ne zaman ve niçin yaptığını bilmek istiyor.