I'd be unhappy, but I wouldn't kill myself.
- Mutsuz oldum fakat kendimi öldürmedim.
May I introduce myself?
- Kendimi tanıtabilir miyim?
I am not myself today.
I taught myself.
Later I realized that the ignorant man that day was not the chief but myself.
This is a picture of her own painting.
- Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
I perceive myself as my own god.
- Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
Is it possible to pass the tax accountant exam by self study?
- Kendi kendine çalışma ile, vergi muhasebecisi sınavını geçmek mümkün mü?
Tom doesn't seem to have any self-confidence.
- Tom kendine güveni var gibi görünmüyor.
Tom and Mary spoke in their respective languages.
- Tom ve Mary kendi dillerinde konuştu.
Both Fadil and Layla continued to climb their respective career ladders.
- Hem Fadıl hem de Leyla, kendi kariyer merdivenlerini tırmanmaya devam ettiler.
It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers.
- Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.
One ought to be true to oneself.
- İnsan kendine karşı dürüst olmalı.
She wears high heels to make herself look taller.
- O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.
She soon adjusted herself to village life.
- Kısa sürede kendini köy hayatına alıştırdı.
He taught himself French.
- Kendisine Fransızca öğretti.
He said NO to himself. He said YES aloud.
- O kendi kendineHAYIRdedi.Yüksek sesle EVET dedi.
America fancies itself the world's freest nation.
- Amerika, kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğundan hoşlanıyor.
After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
- Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
America fancies itself the world's freest nation.
- Amerika, kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğundan hoşlanıyor.
No definition of poetry is adequate unless it be poetry itself.
- Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.
After the concert, Tom signed autographs.
- Tom konserden sonra kendi el yazılarını imzaladı.
Crises do not automatically produce the right recipes against them.
- Krizler kendilerine karşı doğru tarifleri otomatik olarak üretmez.
He gathered his children around him.
- O, çocuklarını kendi etrafına topladı.
He taught himself French.
- Kendisine Fransızca öğretti.
First of all, please do a simple self-introduction.
- Her şeyden önce, lütfen basit bir kendini tanıtım yap.
Worse than a simple fool is a fool believing himself intelligent.
- Kendini zeki sanan bir aptal, basit bir aptaldan daha kötüdür.
Yumi went there by herself.
- Yumi oraya kendi gitti.
I showed her my room.
- Ona kendi odamı gösterdim.
I've also done the same thing several times myself.
- Ben de aynı şeyi birkaç kez kendim yaptım.
John helped himself to several pieces of pie without asking.
- John sormadan birkaç adet pastayı kendisi aldı.
I perceive myself as my own god.
- Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
If God doesn't exist in our world, then I will create God with my own hands.
- Tanrı dünyamızda yoksa, öyleyse Tanrı'yı kendi ellerimle yaratacağım.
I hope to own my own house someday.
- Bir gün kendi evime sahip olmayı umuyorum.