When I arrived, the dispute had reached its boiling point.
 - Ben geldiğimde, anlaşmazlık kaynama noktasına ulaşmıştı.
Sami's rage reached boiling point.
 - Sami'nin öfkesi kaynama noktasına ulaştı.
Sami's rage reached boiling point.
 - Sami'nin öfkesi kaynama noktasına ulaştı.
When I arrived, the dispute had reached its boiling point.
 - Ben geldiğimde, anlaşmazlık kaynama noktasına ulaşmıştı.