He went skiing in Hokkaido.
- O Hokkaido'da kayak yapmaya gitti.
They went skiing during their date.
- Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
I broke my leg skiing.
- Kayak yaparken bacağımı kırdım.
I prefer swimming to skiing.
- Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.
My parents enjoy skiing every winter.
- Ebeveynlerim her kış kayak yapmaktan hoşlanır.
He is crazy about skiing.
- O, kayak yapmak için deli oluyor.
I don't think Tom likes to ski.
- Tom'un kayak yapmaktan hoşlandığını sanmıyorum.
Last winter, I went to Canada to ski.
- Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim.