He broke the window intentionally.
- O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
I'm sure that wasn't intentional.
- Onun kasıtlı olmadığına eminim.
She looked at me in a deliberate way and left the meeting room.
- Kasıtlı bir şekilde bana baktı ve toplantı salonundan ayrıldı.
He deliberately broke the glass.
- O, camı kasıtlı olarak kırdı.
Tom purposely wore his shirt inside out just to irritate Mary.
- Tom sadece Mary'yi kızdırmak için gömleğini kasıtlı olarak ters giydi.
Did you do that purposely?
- Onu kasıtlı olarak mı yaptın?
Yes, I did this intentionally.
- Evet, bunu kasıtlı yaptım.
I'm sure that wasn't intentional.
- Onun kasıtlı olmadığına eminim.
He broke the window intentionally.
- O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
Yes, I did this intentionally.
- Evet, bunu kasıtlı yaptım.
He deliberately kept on provoking a confrontation.
- O, kasıtlı olarak bir çatışmayı provoke etmeye devam etti.
He deliberately broke the glass.
- O, camı kasıtlı olarak kırdı.
I'm never gonna intentionally get drunk.
- Ben asla kasıtlı olarak sarhoş olmayacağım.
He broke the window intentionally.
- O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
You purposely gave the wrong answer, didn't you?
- Kasıtlı olarak yanlış cevap verdin, değil mi?
Did you do that purposely?
- Onu kasıtlı olarak mı yaptın?
Susan broke the dish on purpose to show her anger.
- Susan, öfkesini göstermek için kasıtlı olarak tabak kırdı.
He didn't do it on purpose.
- O onu kasıtlı yapmadı.
I'm sure that wasn't intentional.
- Onun kasıtlı olmadığına eminim.
His mistake was intentional.
- Onun hatası kasıtlıydı.