karakolluk

listen to the pronunciation of karakolluk
Турецкий язык - Английский Язык
(someone) who should be arrested; (someone) liable to arrest
(matter) for the police to deal with, warranting arrest
karakol
police station

Where is the police station? - Polis karakolu nerede?

Tom went to the police station to file an accident report. - Tom bir kaza raporunu dosyalamak için polis karakoluna gitti.

karakolluk olmak
1. to have to be taken to the police station. 2. to be liable to arrest
karakol
police office
karakol
{i} headquarters

Tom has been taken to police headquarters. - Tom polis karakoluna götürüldü.

karakol
sentry
karakol
outpost

Cuba is the nearest outpost of Soviet communism. - Küba, Sovyet komünizminin en yakın ileri karakoludur.

karakol
guard
karakol
(Askeri) harbour patrol
karakol
police station; patrol, outpost devriye
karakol
post
karakol
station house
karakol
watchhouse
karakol
police station; gendarme station
karakol
nick
karakol
station

Tom went to the police station to file an accident report. - Tom bir kaza raporunu dosyalamak için polis karakoluna gitti.

She advised him to go to the police station. - O ona polis karakoluna gitmesini tavsiye etti.

Турецкий язык - Турецкий язык
Karakolla ilgili
karakolluk olmak
Kavga sonucu karakola gitmek zorunda kalmak
karakol
Kurtuluş Savaşı sırasında, Kuvva-yı Milliye'nin istanbul kolu olarak çalışmış gizli direniş örgütü
karakol
Güvenliği sağlamakla görevli kişilerin içinde bulunduğu konut
karakol
Güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu konut: "O işleri bu saatte karakolda bulunan küçük memurlar bilmez."- R. H. Karay
karakol
Güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu konut
karakol
Huzuru ve güvenliği sağlamak için hükûmete bağlı her türlü silahlı kuvvet, kol, devriye