I made a big mistake when choosing my wife.
 - Karımı seçerken büyük bir hata yaptım.
When my wife crosses her arms and taps her foot I know she's angry.
 - Karım kollarını bağladığında ve ayağını yere vurduğunda, onun kızgın olduğunu biliyorum.
According to the weather forecast, it will snow tomorrow.
 - Hava tahminlerine göre yarın kar yağacak.
It will probably snow tomorrow.
 - Yarın muhtemelen kar yağacak.
Robert got a small proportion of the profit.
 - Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..
He claimed his share of the profits.
 - Kar payını talep etti.
My wife catches colds easily.
 - Karım çok çabuk soğuk kapar.
He ran to catch up to his brother.
 - Erkek kardeşine yetişmek için koştu.
It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
 - Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
The government decided to impose a special tax on very high incomes.
 - Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
Podgorica is the capital of Montenegro.
 - Podgorica, Karadağ'ın başkentidir.
Most French people are against capital punishment.
 - Çoğu Fransız, idam cezasına karşıdır.
I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
 - Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
In return for helping you with your studies, I'd like to ask a small favor of you.
 - Çalışmalarınızda size yardım karşılığında, ben sizden küçük bir iyilik rica ediyorum.
A small gain is better than a great loss.
 - Zararın neresinden dönersek kârdır.
They tried very hard to gain an advantage over one another.
 - Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
Mary mixed the ingredients to make a cake.
 - Mary bir pasta yapmak için malzemeleri karıştırdı.
You cannot mix oil and water.
 - Yağ ve suyu karıştıramazsın.
You must not yield to temptation.
 - Günaha karşı boyun eğmemelisin.
He finally yielded to the request of his wife and bought a house.
 - O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.
This company's profit margin is very big.
 - Bu şirketin kar marjı çok büyük.
This company uses cheap labor to increase its profit margins.
 - Şirket kâr payını arttırmak için ucuz iş gücü kullanıyor.
I always wear boots when it rains or snows.
 - Yağmur ya da kar yağdığında her zaman botlarımı giyerim.
Tom's boots sank deep into the snow.
 - Tom'un botları karın derinliklerine battı.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
 - Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
His wife now had to take care of his grandfather, not to mention their two children.
 - İki çocuğu şöyle dursun, karısı şimdi onun büyük babasına bakmak zorundaydı.
The game was delayed on account of snow.
 - Maç kar nedeniyle ertelendi.
Try to take account of everything before you make a decision.
 - Karar vermeden önce her şeyi hesaba katmaya çalış.
This bacteria is resistant to every available antibiotic.
 - Bu bakteri mevcut tüm antibiyotiklere karşı dirençli.
The bus service won't be available until the snow has melted.
 - Kar eriyinceye kadar otobüs servisi mevcut olmayacak.
My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
 - Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.
My sister likes melons and so do I.
 - Kız kardeşim kavun sever ve ben de.
Mary likes watermelons more than melons.
 - Mary karpuzları kavunlardan daha fazla sever.