The last thing I want to do is butt in.
 - Yapmak istediğim son şey karışmaktır.
Don't interfere with my work.
 - Benim işime karışmayın.
Don't interfere in private concerns.
 - Özel işlere karışmayın.
They did not wish to become embroiled in the dispute.
 - Onlar münakaşaya karışmak istemediler.
Don't meddle in other people's affairs.
 - Diğer insanların işine karışmayın.
Don't meddle in other people's lives.
 - Diğer insanların yaşamlarına karışmamalıyız.
I have no intention of meddling in your affairs.
 - İşlerine karışmaya niyetim yok.
Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.
 - Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
I often confuse Spanish vowels.
 - İspanyolcadaki sesli harfleri sık sık karıştırıyorum.