Fadil is a heartless sociopath.
- Fadıl kalpsiz bir sosyopattır.
Fadil always used his heartless scare tactics to control Dania.
- Fadıl, Dania'yı kontrol etmek için her zaman kalpsiz korkutma taktiklerini kullandı.
My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
With her heart pounding, she opened the door.
- Kalp çarpıntısıyla, o kapıyı açtı
seni seviyorum.
We had a heart-to-heart talk with each other.
- Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık.
With her heart pounding, she opened the door.
- Kalp çarpıntısıyla, o kapıyı açtı
He has a heart disease.
- Onun kalp hastalığı var.
Eating too much fat is supposed to cause heart disease.
- Çok fazla yağ yemek kalp hastalığına sebep olmalı.
The cause of death was cardiac arrest.
- Ölüm sebebi ani kalp durmasıydı.