She removed the dishes from the table.
- Bulaşıkları masadan kaldırdı.
She removed the papers from the desk.
- Kağıtları masadan kaldırdı.
We removed the old furniture.
- Eski mobilyayı kaldırdık.
First, remove the burrs.
- Önce çapakları kaldırın.
He wouldn't even lift a finger.
- Bir parmağını bile kaldırmazdı.
I forgot to lift the receiver before dialing the number.
- Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum.
When you're about to have exams, lifting weights really does relieve stress, and it's also good for your mind and body.
- Sınavlarınız olduğu zaman, ağırlık kaldırmak gerçekten stresi azaltır, ve bu zihniniz ve bedeniniz için de iyidir.
Tom is lifting weights.
- Tom ağırlık kaldırıyor.
He was not an abolitionist.
- O, köleliğin kaldırılmasından yana biri değildi.
The abolition of slavery in Europe eventually reached America.
- Avrupa'da köleliğin kaldırılması, sonunda Amerika'ya ulaştı.