He applied for admission to the riding club.
- Binicilik kulübüne kabul için başvurdu.
Please tell me the requirements for admission to the college.
- Koleje kabul için gerekli şeyleri anlatabilir misiniz.
Tom gave an acceptance speech.
- Tom bir kabul konuşması yaptı.
Those customs found acceptance there.
- O gelenekler orada kabul görmüştür.
They agreed to work together.
- Birlikte çalışmayı kabul ettiler.
The plan has been agreed to in advance.
- Plan peşinen kabul edildi.
They accepted him as the city's best doctor.
- Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.
In brief, you should have accepted the responsibility.
- Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.
Tom nodded in agreement.
- Tom başını sallayarak kabul etti.
We had to agree to total confidentiality and sign a non-disclosure agreement.
- Toplam gizliliği kabul etmek ve bir gizlilik sözleşmesi imzalamak zorundaydık.
They accepted him as the city's best doctor.
- Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.
Your request of this matter has been accepted.
- Bu konuyla ilgili rican kabul edildi.
Tom had trouble accepting Mary's love.
- Tom'un Mary'nin sevgisini kabul etme sorunu vardı.
I persuaded him into accepting the offer.
- Öneriyi kabul etmesi için onu ikna ettim.
She acknowledged her mistake.
- O, hatasını kabul etti.
His achievements were acknowledged.
- Onun başarıları kabul edildi.
All right. I'll accept your offer.
- Tamam, önerinizi kabul edeceğim.
Tom was given a warm reception.
- Tom'a sıcak bir kabul verildi.
She made a wonderful speech at her friend's wedding reception.
- O, arkadaşının düğün kabulünde harika bir konuşma yaptı.
Tom won't admit that he's done anything wrong.
- Tom yanlış bir şey yaptığını kabul etmeyecektir.
Tom refused to admit that what he'd done was wrong.
- Tom yaptığı şeyin yanlış olduğunu kabul etmeyi reddetti.
I also use this study for receiving guests.
- Bu çalışma odasını misafirleri kabul etmek için de kullanırım.
The motion was approved unanimously.
- Önerge oy birliği ile kabul edildi.
I don't think Tom would approve.
- Tom'un kabul edeceğini sanmıyorum.
Tom gave Mary a thumbs up.
- Tom Mary'yi kabul etti.
Afganistan'ın başkenti Kabil'dir.
- Kabul is the capital of Afghanistan.
Kabil Afganistan'ın başkentidir.
- Kabul is Afghanistan's capital city.