kaçırtma

listen to the pronunciation of kaçırtma
Турецкий язык - Английский Язык

Определение kaçırtma в Турецкий язык Английский Язык словарь

kaçır
kidnap

He's being accused of kidnapping. - O adam kaçırmakla suçlanıyor.

What if someone kidnapped Tom? What would you do? - Birisi Tom'u kaçırırsa ne olur? Ne yaparsın?

kaçırtmak
run
kaçır
thrown away
kaçır
pass up

He does not pass up any opportunity to meddle in other people's business. - O diğer insanların işine karışma fırsatını kaçırmaz.

I can't pass up this chance. - Bu fırsatı kaçıramam.

kaçır
throwaway
kaçır
throw away

Don't throw away a good opportunity. - Güzel bir fırsatı kaçırma.

kaçır
thrownaway
kaçır
skyjacking
kaçır
hijack

In a desperate attempt to escape, Tom hijacked a school bus but was quickly captured by the police. - Kaçmak için olan umutsuz bir girişimde, Tom okul otobüsünü kaçırdı ama polis tarafından çabucak yakalandı.

Investigators foiled a plot to hijack an airplane. - Müfettişler bir uçak kaçırma planını bozdular.

kaçır
passup
kaçır
abduct

Does Tom really believe that Mary was abducted by aliens? - Tom gerçekten Mary'nin uzaylılar tarafından kaçırıldığına inanıyor mu?

Tom was abducted by aliens. - Tom, uzaylılar tarafından kaçırıldı.

kaçır
smuggling
kaçır
smuggle

Tom smuggled a bottle of whiskey into Mary's hospital room. - Tom Mary'nin hastane odasına bir şişe viski kaçırdı

kaçır
skyjack
kaçır
hijacking
kaçırtmak
to cause (someone) to miss seeing (another)
kaçırtmak
to have (someone) kidnap, abduct, carry off, hijack, or steal (something, someone)
kaçırtmak
to cause (someone) to overlook (something)
kaçırtmak
to cause (someone) to miss (a vehicle, a chance)
kaçırtmak
to have (someone) smuggle (something)
kaçırtmak
to have (someone) help (another) to escape
kaçırtmak
put to flight
Турецкий язык - Турецкий язык
Kaçırtmak işi
kaçırtmak
Birinin kaçırılmasına sebep olmak
kaçırtmak
Kaçırma işini yaptırmak
kaçırtma
Избранное