kızmış

listen to the pronunciation of kızmış
Турецкий язык - Английский Язык
{s} angry

Tom was angry with himself for being late. - Tom geç kaldığı için kendine kızmıştı.

Yumiko was a little angry. - Yumiko biraz kızmıştı.

(fil) must
enraged
kız
girl

I sometimes wonder if I am a girl. - Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.

He married a Canadian girl. - O, Kanadalı bir kızla evlendi.

kız
{i} bird

The girl let the bird loose. - Kız kuşu serbest bıraktı.

Why is this bird called a robin redbreast? - Bu kuşa neden kızılgerdan diyorlar?

kız
daughter

I'm Helen Cartwright's daughter. - Ben, Helen Cartwright'ın kızıyım.

He was impatient to see his daughter. - Kızını görmek için çok sabırsızdı.

kız
judy

That girl whose hair is long is Judy. - Saçı uzun olan kız Judy.

That girl who has long hair is Judy. - Uzun saçlı o kız Judy'dir.

kız
skirt

Mary was the only girl wearing a skirt. - Mary etek giyen tek kızdı.

These girls use white skirts. - Bu kızlar beyaz gömlek kullanıyor.

kız
queen

Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters. - Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.

I've got a queen of hearts. - Benim bir kupa kızım var.

kız
resent

Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him. - Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.

I feel resentment against your unwarranted criticism. - Haksız eleştirine karşı kızgınlık hissediyorum.

kız
lass
kız
bridle up
kız
wench
kız
picture card
kız
virgin

Are you still a virgin? - Hâlâ kız oğlan kız mısın?

Most virgins have an intact hymen. - Çoğu bakirenin sağlam bir kızlık zarı vardır.

kız
bridle at
kız
puss
kız
gırl

Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me. - Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.

I sometimes wonder if I am a girl. - Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.

kız
country girl
kız
girl's
kız
chick

Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw. - Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.

Dad uses fire to roast a chicken. - Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.

kız
female

That female student is American. - O kız öğrenci Amerikalıdır.

The female student that sat in front of the teacher is from Germany. - Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.

kız
(iskambil) queen
kız
Miss

In November of 1996, Mars Global Surveyor began a 10 month mission to the Red Planet. - Mars Global Surveyor Kasım 1996'da kızıl gezegene olan 10 aylık bir göreve başladı.

I'm beginning to miss my girlfriend. - Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.

kız
maid

Mary went back to using her maiden name. - Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.

The maid gave up her job. - Hizmetçi kız, işinden ayrıldı.

kız
maiden

Mary's maiden name is Jackson. - Mary'nin kızlık soyadı Jackson'dur.

What's your mother's maiden name? - Annenin kızlık soyadı nedir?

kız
virgin, maiden
kız
lassie
kız
chicken

Tom loves fried chicken. - Tom, kızarmış tavuk seviyor.

I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs. - Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.

kız
babe
kız
playing cards queen
kız
bunny

Tom gave his daughter a stuffed bunny. - Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.

Mary wore bunny slippers. - Mary kız terlikleri giydi.

kız
gal
kız
girl; daughter, girl; queen; virgin, maiden
kız
jenny
kız
colleen
kız
sheila
kız
jill

Jill is the only girl in our club. - Jill Kulübümüzde tek kız.

kız
demoiselle
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kızmış в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Kız
bint
kız
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından seslenilirken kullanılır
kız
Dişi
kız
Dişi çocuk
kız
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü: "Sesleri işitiyor musun, kızım?"- F. R. Atay. İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
kız
İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
kız
Dişi çocuk: "Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize'nin küçük kızını hatırladı."- H. E. Adıvar
kız
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire: "Bulursam namuslu bir kızla evleneceğim."- B. R. Eyuboğlu
kız
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire