He married a Canadian girl.
- O, Kanadalı bir kızla evlendi.
His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
He looks like the yellow angry bird.
- O sarı kızgın kuş gibi görünüyor.
The girl released the birds from the cage.
- Kız kuşları kafesten serbest bıraktı.
He was impatient to see his daughter.
- Kızını görmek için çok sabırsızdı.
A good daughter will make a good wife.
- İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
That girl who has long hair is Judy.
- Uzun saçlı o kız Judy'dir.
That girl whose hair is long is Judy.
- Saçı uzun olan kız Judy.
The girls wore grass skirts and had flowers around their necks.
- Kızlar çim etekler giyiyordu ve boyunlarında çiçekler vardı.
Do those girls wear white skirts?
- O kızlar beyaz etek mi giyiyor?
There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter.
- Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.
I've got a queen of hearts.
- Benim bir kupa kızım var.
Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.
- Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.
I feel resentment against your unwarranted criticism.
- Haksız eleştirine karşı kızgınlık hissediyorum.
Are you still a virgin?
- Hâlâ kız oğlan kız mısın?
In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped.
- Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.
His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
He married a Canadian girl.
- O, Kanadalı bir kızla evlendi.
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
That female student is American.
- O kız öğrenci Amerikalıdır.
Since 1990, eleven female students received the award.
- 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
In November of 1996, Mars Global Surveyor began a 10 month mission to the Red Planet.
- Mars Global Surveyor Kasım 1996'da kızıl gezegene olan 10 aylık bir göreve başladı.
I'm beginning to miss my girlfriend.
- Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
- Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
Mary went back to using her maiden name.
- Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
Mary's maiden name is Jackson.
- Mary'nin kızlık soyadı Jackson'dur.
What's your wife's maiden name?
- Karınızın kızlık soyadı nedir?
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Mary wore bunny slippers.
- Mary kız terlikleri giydi.
Jill is the only girl in our club.
- Jill Kulübümüzde tek kız.