jildi

listen to the pronunciation of jildi
Английский Язык - Турецкий язык

Определение jildi в Английский Язык Турецкий язык словарь

quickly
çabucak

Zaman çabucak geçiyor. - Time passes by quickly.

Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım. - Let's complete this picture quickly.

quickly
hızla

O, hızla yaşlanıyordu. - She was aging quickly.

O hızla hareket etti ve yangını söndürdü. - He acted quickly and put out the fire.

quickly
süratle
quickly
şipşak
quickly
çabuk

Lütfen mümkün olduğunca çabuk eve gel. - Please come home as quickly as possible.

Birinci Dünya Savaşı, çabuk ve kolay sona ermedi. - World War One did not end quickly or easily.

quickly
tez
quickly
acele

Biz hepimiz öleceğiz, bazılarımız çabucak, diğerleri acele etmeyecek. - We will all die, some quickly, others will take their time.

Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu. - At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.

quickly
yel gibi
quickly
şıp diye
quickly
hızlı şekilde

Ses çok hızlı şekilde hareket eder. - Sound travels very quickly.

Bu oldukça hızlı şekilde olacak. - It'll happen quite quickly.

Английский Язык - Английский Язык
quickly