Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
- Let's complete this picture quickly.
Zaman çabucak geçiyor.
- Time passes by quickly.
Onlar hızla evlerini terk ettiler.
- They left their house quickly.
O hızla merdivenlerden yukarı gitti.
- She quickly went up the stairs.
Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var.
- I need it as quickly as possible.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.
- At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.
Çin'in hızla geliştiğini anlamak için geldim ancak Çin halkı nispeten acelesiz bir hayat yaşıyor.
- I have come to realize that China is developing quickly but the Chinese people live a relatively leisurely life.
Çok hızlı şekilde hareket etmek zorundayız.
- We have to move very quickly.
Tom elinden geldiği kadar hızlı şekilde merdivene tırmandı.
- Tom climbed up the ladder as quickly as he could.