Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

in the direction of; to

listen to the pronunciation of in the direction of; to
Английский Язык - Турецкий язык

Определение in the direction of; to в Английский Язык Турецкий язык словарь

toward
{e} -e doğru, -in yanına doğru: toward the river nehre doğru
toward
-e doğru
towards
{e} e doğru
towards
{e} karşı

Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir. - All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.

Onlar müslümanlara karşı bir müslümanın düşmanına karşı asla davranmadığı şekilde davranıyor. - They behave towards Muslims in a way in which a Muslim would never behave towards his enemy.

toward
{e} -e karşı
toward
{e} e karşı
toward
(Aİ) bkz.towards
toward
e doğru
toward
{e} e yakın
toward
{e} yönünde

İyileşme yönündeki ilk adım, bir sorunun olduğunu kabul etmektir. - The first step toward recovery is admitting that you have a problem.

toward
{e} -e doğru, -e yakın (bir zaman): toward noon öğleye doğru
toward
yakın

Tom bana karşı çok cana yakın. - Tom has been very friendly toward me.

Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır. Andromeda 2 milyondan fazla ışık yılı uzaklıktadır. Onun orta çıkıntısı ve spiral kolları 15 derecelik açıyla bize doğru eğiktir. - The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. Andromeda is over 2 million light-years away. Its central bulge and spiral arms are tilted toward us at a 15 degree angle.

toward
uysal
toward
doğru

O plaja gitti, ve denizin üzerinden ufka doğru baktı. - He went to the beach, and looked far across the sea toward the horizon.

Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi. - The girls came singing toward the crowd.

toward
çok şey vaadeden
toward
yumuşak başlı
toward
aday olan
towards
akşam üzeri
towards
tarafına doğru

Tom Mary ile ilgilenmediğini söyledi fakat o her zaman onun bulunduğu odanın tarafına doğru bakıyor gibi görünüyordu. - Tom said he wasn't interested in Mary, but he seemed to always be looking towards the side of the room where she was.

towards
{e} bak. toward
Английский Язык - Английский Язык
towards
toward
in the direction of; to
Избранное