in fact.

listen to the pronunciation of in fact.
Английский Язык - Турецкий язык
doğrusu

Doğrusu, seni burada görmek büyük bir sürpriz. - In fact, it's a great surprise to see you here.

de facto
fiili
de facto
fiilen
in fact
hatta
indeed
aslında

Esperanto aslında zor değil. - Esperanto indeed is not difficult.

Aslında o yer buradan uzakta gibi görünüyor. - Indeed, that place does appear to be far from here.

in fact
aslında

Dört yaşındaki Amerikalı turist, aslında, Sichuan eyaletinin ünlü mayhoş mutfağına rağmen tamamen baharatlı sığır etinden yapılmamış olduğunu farkettiği için hayal kırıklığına uğradı. - A four-year-old American tourist was disappointed to realize that, in fact, the Sichuan province is not entirely made of spicy beef, in spite of its famously piquant cuisine.

Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır. - In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.

in fact
gerçekte

Çocukken, Mary özellikle palyaçolar ve maymunlardan nefret ediyordu. Bu güne gelince, gerçekten, bu ,bir parça bile değişmedi. - As a child, Mary particularly hated clowns and apes. To this day, in fact, that has not changed one bit.

Gerçekten ondan hoşlanmıyorum, aslında, ondan nefret ediyorum. - I don't really like him, in fact, I hate him.

de facto
(Politika, Siyaset) genel geçer
indeed
Yok canım
in fact
(deyim,Kanun) hakikaten
in fact
adeta
in fact
gerçekten

Çocukken, Mary özellikle palyaçolar ve maymunlardan nefret ediyordu. Bu güne gelince, gerçekten, bu ,bir parça bile değişmedi. - As a child, Mary particularly hated clowns and apes. To this day, in fact, that has not changed one bit.

Gerçekten, o kiliseye gitmedi. - In fact, he didn't go to the church.

indeed
indeed Elbette
indeed
ünlem hakikaten
in fact
aslına bakılırsa
in fact
aslına bakarsak
in fact
oysa
in fact
(deyim) sahiden
de facto
(Ticaret) gerçekleşen biçim
de facto
bilfiil
indeed
gerçekten

Ben ırkçı değilim, ama ile başlayan her cümlenin gerçekten çok ırkçı olması muhtemeldir. - Every sentence that starts with I'm not racist, but is likely to be very racist indeed.

Gerçekten teşekkürler, bu çok kullanışlı. - Thanks indeed, handy this!

indeed
hakikaten
indeed
cidden
in fact
Aslında; haddi zatında: "He iş, in fact, ninety five. - Aslınde doksan beş yaşında."
de facto
gerçekten yapılan
de facto
fiilen yapılan
in fact
hakikatte
indeed
ünlem Öyle mi? No
Английский Язык - Английский Язык
indeed

As a soccer player he is terrible indeed.

actually, in truth

People think tomatoes are vegetables, but, in fact, they are fruits.

Resulting from the actions of parties
in reality or actuality; "in fact, it was a wonder anyone survived"; "painters who are in fact anything but unsophisticated"; "as a matter of fact, he is several inches taller than his father
actually, truthfully, as a matter of fact
de facto
in fact.

    Расстановка переносов

    in fact

    Видео

    ... from the web, the fact that everything is a link, ...
    ... and magnetism were separate.  Now we know they are in fact the same force. ...
Избранное