“Hinkydink” or “Bathhouse John,” or others of that ilk, were proprietors of the most notorious dives in Chicago.
In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
- Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
My initial assumption was correct.
- Benim ilk varsayımım doğruydu.
The N8 will be the first device by Nokia with the Symbian^3 operating system
- N8, Nokia'nın Symbian 3 işletim sistemi kullanan ilk aygıtı olacak.
I saw a movie for the first time in two years.
- İki yılda ilk kez bir film izledim.
This style of hairdressing first appeared in the early 19th century.
- Kuaförlüğün bu stili 19. yüzyılın başlarında ilk kez görüldü.
It was early spring, so there weren't many customers.
- Erken ilkbahardı, bu yüzden çok sayıda müşteri yoktu.
This is our ship's maiden voyage.
- Bu, gemimizin ilk yolculuğu.
My first name is Mary and Poppins is my maiden name.
- İlk adım Mary'dir, Poppins ise benim kızlık soyadım.
I had a call from her for the first time in a long time.
- Uzun süredir ondan ilk kez bir çağrı aldım.
This is the first time I've ever accepted a gift from a customer.
- Bu bir müşteriden hediye kabul ettiğim ilk an.
Only two things are infinite, the universe and human stupidity, and I'm not sure about the former.
- Sadece iki şey sonsuzdur, evren ve insanoğlunun aptallığı, ve ben ilkinden emin değilim.
The former half of the film was dull.
- Filmin ilk yarısı sıkıcıydı.
Jawaharlal Nehru was the first prime minister of India.
- Jawaharlal Nehru, Hindistan'ın ilk başbakanıydı.
Tom is our prime suspect.
- Tom bizim ilk şüphelimiz.
St. Benedict established his first monastery on top of Monte Cassino.
- Aziz Benedict ilk manastırı Monte Cassino'nun tepesinde kurdu.
What's your favorite song in last year's top 100?
- Geçen yılın ilk 100'ünde en sevdiğiniz şarkı nedir?
Whoever gets home first starts cooking the supper.
- Eve ilk varan akşam yemeğini pişirmeye başlar.
The first term starts in April.
- İlk dönem nisanda başlar.
He is a primary school teacher, so he is used to dealing with children.
- O bir ilkokul öğretmeni bu yüzden o çocuklarla ilgilenmeye alışkın.
This problem is too difficult for primary school children to solve.
- Bu problem, ilkokul çocuklarının çözmeleri için çok zordur.
They used those primitive tools.
- Onlar bu ilkel aletleri kullandılar.
Primitive calculating machines existed long before computers were developed.
- İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.
The International Sun-Earth Explorer 3 (ISEE-3) spacecraft made the first ever direct cometary measurements on September 11, 1985 as it flew through the tail of Comet Giacobini-Zinner.
- Uluslararası Sun-Earth Explorer 3 uzay gemisi kuyruklu yıldız Giacobini-Zinner'in kuyruğu boyunca uçarken 11 Eylül 1985'te ilk doğrudan kuyruklu yıldız ölçümleri yaptı.
Sentence #2416352 is my first ever contribution in Tatoeba.
- # 2416352 numaralı cümle benim Tatoeba'da şimdiye kadarki ilk katkımdır.
From the very first time I saw her, I knew she was different.
- Onu gördüğüm ilk andan beri, onun farklı olduğunu biliyordum.
I fell in love with Mary the very first time I saw her.
- Onu ilk kez gördüğümde Mary'ye aşık oldum.
Elementary school children go to school for a term of six years.
- İlkokul çocukları, altı yıllık bir dönem için okula giderler.
I've loved French cakes since elementary school.
- Ben ilkokuldan beri Fransız keklerini severim.
Who were the original people here?
- Buranın ilk insanları kimlerdi?
Layla was originally charged with conspiracy to commit murder. Not murder.
- Leyla ilk başta cinayete teşebbüsle suçlanıyordu. Cinayet değil.
It was then the beginning of spring.
- O zaman ilkbaharın başlangıcıydı.
At first I didn't like my job, but I'm beginning to enjoy it now.
- İlk başta işimden hoşlanmadım ama artık ondan hoşlanmaya başlıyorum.
Is this your first foreign trip?
- Bu senin ilk yurt dışı seyahatin mi?
This is the first time I've ever parked my car in the forest.
- Şimdiye kadar ilk kez arabamı ormanda park ettim.