To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
What changes the world is communication, not information.
- Dünyayı değiştiren bilgi değil iletişimdir.
Where can I get in touch with you?
- Seninle nereden iletişime geçebilirim?
Let's keep in touch by e-mail.
- E-posta yoluyla iletişimi sürdürelim.
We use words to communicate.
- İletişim kurmak için sözcükler kullanırız.
You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.
- İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin.
Never trust the mass media.
- Kitle iletişim araçlarına asla güvenme.
Newspapers, television, and radio are called the mass media.
- Gazeteler,televizyon ve radyo kitle iletişim araçları olarak adlandırılır.
Social relationships influence conversations.
- Sosyal ilişkiler iletişimi etkiler.
The setting influences the conversation.
- Ortam iletişimi etkiler.
He has a good command of English.
- O, iyi derecede İngilizce iletişimine sahiptir.
He has a perfect command of English.
- Mükemmel bir İngilizce iletişimi var.
They monitored the enemy's radio communications.
- Düşmanın telsiz iletişimlerini izlediler.
Tom has good communications skills.
- Tom'un iyi iletişim becerileri var.
They monitored the enemy's radio communications.
- Düşmanın telsiz iletişimlerini izlediler.
Never trust the mass media.
- Kitle iletişim araçlarına asla güvenme.
Newspapers, television, and radio are called the mass media.
- Gazeteler,televizyon ve radyo kitle iletişim araçları olarak adlandırılır.
Never believe the mass media.
- Kitle iletişim araçlarına asla inanma.
On behalf of the government, the mass media are abused.
- Hükümet adına, kitle iletişim araçları istismar edilmektedir.